Студопедия

КАТЕГОРИИ:


Архитектура-(3434)Астрономия-(809)Биология-(7483)Биотехнологии-(1457)Военное дело-(14632)Высокие технологии-(1363)География-(913)Геология-(1438)Государство-(451)Демография-(1065)Дом-(47672)Журналистика и СМИ-(912)Изобретательство-(14524)Иностранные языки-(4268)Информатика-(17799)Искусство-(1338)История-(13644)Компьютеры-(11121)Косметика-(55)Кулинария-(373)Культура-(8427)Лингвистика-(374)Литература-(1642)Маркетинг-(23702)Математика-(16968)Машиностроение-(1700)Медицина-(12668)Менеджмент-(24684)Механика-(15423)Науковедение-(506)Образование-(11852)Охрана труда-(3308)Педагогика-(5571)Полиграфия-(1312)Политика-(7869)Право-(5454)Приборостроение-(1369)Программирование-(2801)Производство-(97182)Промышленность-(8706)Психология-(18388)Религия-(3217)Связь-(10668)Сельское хозяйство-(299)Социология-(6455)Спорт-(42831)Строительство-(4793)Торговля-(5050)Транспорт-(2929)Туризм-(1568)Физика-(3942)Философия-(17015)Финансы-(26596)Химия-(22929)Экология-(12095)Экономика-(9961)Электроника-(8441)Электротехника-(4623)Энергетика-(12629)Юриспруденция-(1492)Ядерная техника-(1748)

УПРАЖНЕНИЯ. 15. Определите значения следующих слов, образованных посредством аффикса -lık:




15. Определите значения следующих слов, образованных посредством
аффикса -lık:

analık, babalık, darlık, memurluk, siyahlık, uzunluk, temizlik, yokluk, varlık, beyazlık, fenalık, mavilik, kalınlık, kitapçılık, kardeşlik, kapıcılık, kadınlık, askerlik, dostluk, güzellik, gazetecilik, yükseklik, genişlik, kötülük, sarılık, küçüklük, hastalık, ihtiyarlık, güçlük, ustalık, aylık, sözlük, sözlükçülük, başlık, tembellik, işçilik, taşlık, çiçeklik, solculuk, sağlık, emeklilik

16. Переведите на русский язык следующие словосочетания и пред­
ложения:

çocukluk arkadaşı, beş dakikalık yol, gözlüklü adam, hastalıklı genç, öğretmenlik yapmak, askerlik yapmak, odanın


büyüklüğü, salonun genişliği, şu kâğıdın beyazlığı, grip hastalığı, bir hastalık geçirmek, fenalık geçirmek, haftalık gazete, bir aylık iş; münendisin aylığı, babamın yıllığı, dostluğun yokluğu, sözlüğün eksikliği; şu sözlükçünün yağmurluğuna bak, şu ağaçlığın (kumaşın) yeşilliğine bak, kar beyalığına bak, şu yeşilliğin güzelliğine bak, sözlüksüz çevirmeğe bak.

17. (На закрепление ключевых слов 11-го урока):

(до № 18)

1. Hadi çocuklar, sinemaya gidelim. 2. Bırakın beni, gideyim. 3. Seni bir parça dinlesem olur mu? 4. Bu iş için sizden izin istiyorum. 5. Saat üçe kadar izinliyim. 6. Bana müsaade, gidiyorum. 7. Müsaadenizle, efendim... 8. Burada ne arıyorsun? (= burada işin ne?) 9. Dün hep sizi düşündüm. 10. Bu halde dışarı çıkılır mı? 11. Her halde bizi görmedi. 12. O halde bunun nedeni (sebebi) ne? 13. Affedersiniz, habersiz geldim. 14. Bundan haberim yok. 15. Şu noktaya dikkat edin. 16. O tarafları iyi biliyorum. 17. Maupassant'ın «Bir hayat» romanı. 1. Я пойду- — Ладно, иди. 2. Оставьте меня одного. 3. В ка­кую сторону он пошел? 4. Отпускники уехали. 5. Подождите немного. 6. Сегодня утром вы слушали последние известия? 7. По этой причине положение очень серьезное. 8. Мы не здешние. 9. Об этом я не осведомлен. 10. С вашего разреше­ния, я возьму немного. 11. B таком случае молчи.

(до №41)

1. Hatırından çıktı. 2. Tarihini bir türlü hatırlamadım. 3. Tren

henüz hareket etmedi. 4. Oraya gitmek mi? Bir bu eksikti. 4. Bu

kitap eksiktir, baş tarafı yok. 5. Sizi daha sıkı çalışmaya

çağırıyorum. 6. Bölgemiz (mıntakamız) ülkenin kuzey

batısındadır. 7. Oğlan ne kadar da büyüdü! 8. Kuşkusuz

(şüphesiz) bu harekeli neticesiz (sonuçsuz) kalacak. 9. Kentinizin

nüfusu ne kadar? 10. Ben de bir parça kumaş alayım. 11. Bu

ülkenin sanayii. 12. Tarım (ziraat) işçisi.

î. В Великой Отечественной войне он не участвовал. 2. К

северу от Турецкой Республики расположена Российская


Федерация и еще три государства. 3. Он, несомненно, по- J ступает так из уважения к вам. 4. К чему вы их призываете?

5, Япришел к следующему выводу. 6. Это крупный аграрно-
промышленный район. Его население около трех миллионов
человек. 7. Дорогой мой, я тоже хочу участвовать в этом дви-
жении.

(до № 58)

1. Canını, kuşkuların tamamiyle asılsızdır. 2. Herkesin hatırını sayalım. 3. Hoş çocuk. 4. Bu köyün tamamı onundu. 5. Hangi hizmete ayrıldınız? 6. Eşinden ayrıldı. 7. Üç grupa ayrıldılar, 8. Hiç rahatım kalmadı. 9. Birinin hizmetine girmek, 10. Askerlik hizmeti. 11. Arkadaşımla çok iyi geçiniyoruz. 12. Eskiden kendi emeğimle geçiniyorum. 13. Mesleğiniz yok mu sizin? 14. Buradan nereye taşındılar? 15. O da orta okul mezunudur. 16. Gerçi koşullar (şartlar) zor, fakat bir süre (müddet) çalışırız. 17. Sizi dilmaç kullansak olur mu? 18. Böyle hareket kimin hoşuna gider? Hem gereklik de (lüzum da) yok buna (lüzumu da yok bunun). 19. Pamuklu kumaşlardan bir şeyler seçsek.

1. Я, правда, иностранец, но турецкий язык знаю. 2. Я живу на свои деньги. 3. Я как раз это хочу знать. 4. Через год он разошелся с женой. 5. Оставлю вас в покое. Доброй ночи!

6. Очень уютный зал. 7. Добро пожаловать! — Рад вас ви-
деть... 8. Очень большое число. 9. Вы водите автомобиль?
10. Он выпускник нашей школы. Высшего образования не
получил. 11. Я послал ему письмо. 12. Кому вы служите?—
Родине. 13. Отведите ему отдельную комнату. — Ясно, су­
дарь. 14. Применять силу нам не нравится. Но мы вынужде­
ны это сделать.

1. Adam sen de! Kapalı çarşıya gideriz (olur biter).

2. Üzülmeyin, henüz buna karar vermedik. 3, Aman, kısa kes
(sözünü)! 4. Hakkınız var: buna itirazım yok. 5. Şekerli kahve
tercih ederim (yeğlerim). 6. Vaziyet (durum) hakkında ne
düşünüyorsunuz? 7. Yerinde bir hareket. 8. Aman, süte su
katıyor! 8. O dahil herkes yerinde! 9. Nafile (beyhude)


yoruluyorsun, kural (kaide) doğru değildir. 10. Yazıyı yarısına kadar yüksek sesle okusun. 11. Kaldırın bunları. 12. Satranç kulübüne dahildir. 13. Böyle karar imkân dahilinde değil. 14. Dışarı çıktım, derken yağmur başladı. 1. Это невозможно. 2. Возьмите под контроль эти сведения. 3, Учитель вызвал меня. 4. Что вы! Я возражаю. 5. Мы изряд­но устали. 6. Что вы о нем думаете? 7. Решение правитель­ства таково. Имеющиеся возможности вы знаете. Выбирайте. 8. Он предпочитает не утомляться. 9. Мы остались на полпу­ти. Ю. Он очень уместно употребил это слово. 11. Интерес-нос сообщение. 12. Он то и дело ошибается. 13. Осталось пять дней, включая и сегодняшний, 14. Bor бы и вам войти в нашу партию. 15. Все в порядке. 16.Странное желание.

BABAMIN YAŞAMI

Büyük Babamın yaşamını anlatsam olmaz mı? Çünkü benim yaşam öyküm kısa olur. Altmışlı k büyük babamın arkasındaysa geçilen uzun bir hayat yolu var. Kendisiyle geçen hafta konuştum. Müsaadenizle anlatayım. Şöyle diyor: «Bir posta memuru olan babamı pek te hatırlamıyorum. Ben 934 te doğdum, yedi yıl sonra da askere çağrılan babam Büyük Anayurt savaşına (harbine) katılmak (iştirak etmek) için irenle cepheye hareket etti. O günden sonra ne ben babamı bir daha gördüm, ne de annem: anayurdumuz için canını verdi, sanırız. Çünkü geri dönmedi. Çok arandı, fakat sonuçsuz, ondan hiç bir haber yok.

Ben Taşkent'te büyüdüm, yani çocukluğum Taşkent'te geçti, Bağımsız Devletler Topluluğunun1 güneyinde bulunan Özbekistan'ın başkentinde. Nüfusu eskiden birkaç yüz bin kişiydi, halen şüphesiz birkaç milyondan fazla. Pek zengin bir tarım bölgesinde (mıntakasında) bulunan Taşkent, aynı zamanda çok Önemli bir sanayi merkezidir. Örneğin pamuklu kumaşların mühim bir kısmı bu cumhurluğun fabrikalarından çıkarılır. Taşkent büyük, güzel, parklı, bahçeli, yeşillikli bir şehir. Bir

1Bağımsız Devletler Topluluğu — Содружество Независимых Государств.


nehir eksik yalnız. Sır Derya nehri kentin 70 kilometre güney batısından geçer.

On iki yaşıma dek Taşkent'te kaldık. Sonra Tula kentine taşındık. Babam Taşkent'li, annemse asıl (aslen) Tula'lıdır. O sıralarda büyük annem de daha sağdı. Gerçi geçinmek oldukça zordu: babamız yoktu ya... Bunun için ortanın (orta okulun) yedisinden ayrıldım, o zamandanberi elimin emeğiyle yaşıyorum. Tula'nın ünlü (meşhur) silâh fabrikasına girdim, türlü işlerde kullanıldım, bundan dolayı da askerlik yapmadım, Sonraları öğrenimimi (tahsilimi) tamamlamak için akşamlan meslek kurslarına devam etmeğe başladım. Allanın izniyle mezun oldum.

Görgüm oldukça büyüktü. Bir süre usta yardımcılığı yaptım. Sonra yeni açılan işyerinde atelye şefi oldum. Elbet bir süre sonra emekliye ayrılacağım. Gereği gibi çalıştım, ama fabrikayı gençler yönetsin artık. Bizim hizmet tamam. İşte büyük babamın hal tercümesinin başlıca noktaları bunlardır.

DERSE NASIL ÇALIŞIRIZ

İki candan dostum var: İskender ve Mustafa. Üçümüz yabancı dilleri öğreniyoruz. Asya — Afrika ülkeleri (yüksek) okulunda. Ev ödevlerimizi de arasıra beraber yapıyoruz. Böylece daha iyi çalışılır. Derslerden sonra arkadaşlarım, kimi vakit, bana uğruyor. Bunun nedeni (sebebi) açık: hem evim okula çok yakın bulunur, hem de çalışmak için koşullar (şartlar) müsait: oldukça rahat bir odam var.

Dün de birlikte geldik. Annem konuklanma: «Hoşgeldiniz, çocuklar!» Dedi. Bunlar da doğal «Hoş bulduk!» Dediler, Hoşbeşten sonra odama geçtik, sedire oturduk. Hemen çalışmaya başlamadık elbet. Önce bir müddet dinlenildi, bir parça konuşuldu, hattâ bir ara susuldu. Masamda gazetemin bugünkü sayısı vardı. Şöyle gözden geçirdim, dikkate değer (lâyık) bir iki yazıyı seçtim, burada verilen bilgiyi (malûmatı) arkadaşlara anlattım. Yakın Doğuda bilmem kaç zamandanberi (kaç zamandır) durum (vaziyet) iyi değil, kimsenin hoşuna


gitmiyor, herkes üzülüyor. Kuşkusuz, durumu bir parça kontrol altına almak, az çok iyileştirmek tamamiyle olanaksız değil ama, herkes durum hemen yarından itibaren iyileşsin, istiyor. Bu da olmuyor... Ancak biz bu tartışmayı (konuşmayı) kısa kestik. Çünkü asıl isteğimiz Türkçe'ye çalışmaktı.

Önce metni1 okumaya karar verdik. Hemen elimi kaldırdım, müsaade (izin) istedim: «Ben okusam olur mu?» Dedim. İskender: «Aman, Mustafa okusun. Dedi. Su gibi okur ya! Sonra sıra ile biz de okuruz. Haydi oku, Mustafa!»

Herkes yüksek sesle metni yansına kadar okuduktan sonra grameri tekrarlamaya başladık. Bunu daha çok İsk. için yaptık, Mus. ile ben, ikimiz, grameri oldukça iyi biliriz. İsk. İse tembelliğinden dolayı (ötürü) elinden geleni yapmıyor, hiç bir kuralı gereği gibi bilmiyor. Bu nedenle de öğretmenimizi ikide bir üzüyor.

Sonra kelimelere1 geçtik. Yirmiden fazla sözcüğü

ezberlemek1 gerekti. Mus. son derece anık (istidatlı) bir adanı.

Beş yedi dakika geçti geçmedi, artık yanıt vermeye hazır. Sıkı

bir kontrole başladık. Sözcüklerin hemen hepsini biliyor. Şaştım

doğrusu. Hattâ ara vermek istedim. «Sizi bilmiyorum, dedim,

fakat ben epeyce yoruldum. Şimdi bir kahve içsek olmaz mı?»

- Doğal (doğaca) olur. Ancak ben şekerli, sütlü kahve

içmem, sade kahve yeğlerim. (Bunu söyleyen İsk.)-

İçilen kahveden sonra «Şimdi bir parça Türkçe konuşsak...» dedim. İsk. itiraz etti: «Hayır, gereklik yok. Her şeyden önce yazılı temrini1 yapalım. Alt tarafı kolay». Derken Mustafa'nın sesi:

«Bense tam aksini düşünüyorum. Dilde mevcut sözcük ezberlemek kâfi değil, Asıl güçlük bunları yerinde kullanmak. Bunun için de çok konuşmak gerek. Yazılı temrini de yalnız yapacaksın. Bu yol daha doğru olur. Haydi, anlat bize ilginç bir şey».

Bende: «Haklısın. Dedim. Amin!» Ve İsk. de dahil, hep birden konuşmaya koyulduk (başladık).

1 См. список спец. терминов в конце текста.





Поделиться с друзьями:


Дата добавления: 2014-12-25; Просмотров: 505; Нарушение авторских прав?; Мы поможем в написании вашей работы!


Нам важно ваше мнение! Был ли полезен опубликованный материал? Да | Нет



studopedia.su - Студопедия (2013 - 2024) год. Все материалы представленные на сайте исключительно с целью ознакомления читателями и не преследуют коммерческих целей или нарушение авторских прав! Последнее добавление




Генерация страницы за: 0.026 сек.